Kalp acırmış, kalp sızlarmış

Yutkunamazmış insan bazen, anlatamaz yada anlaşılmaz ya işte bu yorar, işte bu acıtır kalbi..

İnsan nasıl kendi mutluluğunu feda eder hayat bunu öğretir insana

Hani her an imtihan halindeyiz ya işte bazen öyle Bi imtihan olur sersemleştirir seni.. Kim olduğunu, nerede olduğunu unutturur

Büyük konuşmamak lazımmış bunu da öğretir.. Tam da büyük konuştuğun yerden hatta ve hatta öyle Bi yerden imtihan olursun ki afallamanın can bulmuş halini yaşarsın..

Tercihler bizi biz yapan değil miydi?

Peki ya yapılan tercihin doğru olduğunu bilip ama üzgün olmak.. Evet bu amalar bitiriyor belki de..

Umudumu bağladığım, umudumu yitirmediğim yer belli.. Hayat üzüyor, hayat yoruyor.. Hayatta neler başımıza geleceğini bilemiyoruz işte bilemeyeceğimiz için tam da olayın kalbinden imtihan oluyoruz ya..

BABA GELECEKTİR  ANNE İSE HAYATTIR

photo of couple dancing together
Photo by Askar Abayev on Pexels.com

Nasıl yani ? dediğinizi duyar gibiyim..

eveet doğru okudunuz , babamız ve annemiz kısacası çocuklukta geçirilen o muhteşem yıllar aslında geleceğimizi şekillendiren bir puzzle parçası gibidir.

Evrene baktığımızda herşey bir enerji ile bağlantılıdır, söylediğimiz sözler bile yaşadıklarımızı etkilerken gerçekten yaşanılan çocukluk travmalarının hayatımızı etkilemeyeceğini mi düşündük yoksa!.

Özellikle babalarının çocuklarına ayıracak vakitleri olmaması çocuğun sadece anne ile teması belki şimdi ki savrulan gençliği getirdi..

Şu bir gerçek ki  ;  baba ile yaşanılan travmalar sonucu olgunlaşan gençlerin birçoğu geleceğini göremiyor yani ne yapacağını ya da ne yapması gerektiğini kestiremiyor. Yeteneklerini bilemiyor çünkü hayalleri olmuyor ;  geleceği hayal edemiyor ..

işte burda devreye her zaman olduğu gibi annelerimiz giriyor ;  sağlıklı , bilinçli bir anne yaşantısını şekillendirmeye yardımcı olabilir , yeteneklerini açığa çıkarabilir.. işte zor olan da aslında bu çünkü kimse kimsenin eksikliğini tam tamamlayamaz sadece destek olabilecekken sorumluluk almaktan kaçınan bir baba ya da annenin görevini tek kişinin üstlenmesidir..

eskiden babaların birçoğu sorumluluk noktasından kaçarken ;  şimdi ise tam aksi halde çocuğunun üzerine titriyorlar..

 Evet dediğimiz gibi  ;  BABA GELECEKTİR, ANNE HAYATTIR..

peki siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? çocuklar hayat amacımız mı yoksa bizlere verilen bir emanet mi olmalı?

blogcuyazar

Kalemin İzi, Gönlün İzidir…

EGO SAVAŞLARI

green and blue peacock feather
Photo by Anjana C on Pexels.com

Çocukluğumuzda başlayan üstün olma durumu , kimi zaman aferimler aldığımız ve bunun üstüne gittiğimiz doymak bilemediğimiz , kendimizden uzaklaştığımız bu savaşlar aslında tabir-i caizse ‘BENCİLLİK’ yolunda atılan ilk tohumlar olmuyor mu?

Her çocuğun kişiliği, karakteri,oluşumu birbirinden farklıdır o yüzden ; her çocuk aynı OLMAMALI..

Kiminin sanata ilgisi oluşurken, kimisinin liderlik vasfı daha ağır basar ve iyi bir yönetici olabilir vs.. işte mühim olan çocuklarda ki bu tohumu güzel ekmek ve yeşerme sürecinde takipte kalarak onun ilgisine göre yönlendirmek..

Eğer çok bastırılan , aşırı kurallarla büyütülen çocuk kendi cevherini ya hiç keşfedemez ya da kendisi büyüdükçe bir ihtimal farkedebilir, tabi ki bu farkediş geç olabilir.. işte bu yüzden doğru ebeveyn olmak çok çok önemlidir..

Bazen ebeveynler kendi egolarını tatmin etmek için malesef çocuklarına gerekli hassasiyeti gösteremeyebiliyorlar, tam da bu nokta da asıl olan kendimizi eğitmek olduğunu söylüyoruz..

Önce biz çocukluğumuzdan, gençliğimizden veyahut ailemizden kalan egolarımızı, bencilliğimizi farkedip bunu en asgari şekilde hayatımızı sürdürmeye çalışırsak emin olun ki sizin yetiştireceğiniz çocuk hem sizi onure edecek hem de bilinçli ve ahlaklı bir evlat yetiştirdiğinizi farkedeceksiniz ki bundan güzel bir duygu olduğunu zannetmiyorum..

GÖZLERİ IŞIK SAÇAN ÇOCUKLAR

child jumping into body of water
Photo by Daryl Wilkerson Jr on Pexels.com

Ben umudu çocukların gözlerin de görüyorum, bu denli kirli bir dünya da bu denli masum bakabilmek, masum kalabilmek hiç kolay değilken,

O ışığı minik gözlerde görüyorum ve anlıyorum ki bu dünya zor, bu dünya kötü ama bu dünya da iyiliğe susamış iki çift göz bütün kötülükleri kapatacaktır..

Ve tabi ki bazen çocukların dünyasına girebilmek lazım ki o çift gözlerden biz de hayata bakabilelim.. Bakalım ki aslında kötü olarak gördüğümüz birçok şey aslında arka planında güzellikler de barındırabiliyor..

Bir eğitimci olarak şunları söyleyebilirim;

Şuan çocuk olarak baktıklarımız yarının ışık saçan bir nesli olacakken, çocuklarımızı kırmayalım, üzmeyelim en önemlisi güzel eğitim verebilelim ki geleceğimize ışık saçan güzel insalar yetiştirelim..

SİZLERİN DE EKLEMEK İSTEDİKLERİ VARSA YORUMLARDA BULUŞALIM EFENDİM 🙂

VESSELAM EFENDİİMM:)

OLMAYACAKSA OLMASIN İŞTE..

food sea landscape mountains
Photo by RIDVAN AYRIK on Pexels.com

AYNI GÖKYÜZÜ ALTINDA FARKLI NEFES ALIŞLARIMIZ VAR SANKİİ..

O KADAR YAKINKEN UZAK OLUŞLARIMIZ

BAKARKEN GÖREMEYİŞLERİMİZ VAR ,

OLSUN İSTERKEN ENGELLERİMİZ VAR,

OLMALI MI YOKSA OLMAYACAK OLAN İÇİN Mİ BU ÇABA ?

OLACAKSA NEDİR BU TEDİRGİNLİK ?

NEDİR BU EMİNSİZLİK ?

OLMAYACAKSA YORMA KALBİMİ,

OLMAYACAKSA OLMASIN İŞTE….

VUSLATI ARARKEN

calm river
Photo by Anne Barca on Pexels.com

SESSİZLİĞİN İÇİNDE GÜRÜLTÜLÜ YALNIZLIĞIM VARDIR BENİM,

KİMSENİN BİLMEDİĞİ KUYTULARDA Kİ SIĞINAKLARIM,

BÜTÜN YALANLARIN İÇİNDE DOĞRULARIM VE SUSKUNLUKLARIM VARDIR,

ADINI ANARKEN Kİ KALP ATIŞLARIM VARDIR,

AŞKINI HAYKIRASIM GELİRKEN DİLİMDEN KALBİME İNDİRDİĞİM,

KİMİ ZAMAN AĞLAYIŞLARIM,

KİMİ ZAMAN KAHKALARIM VARDIR BENİM,

DOLUDİZGİN ÖMÜR ÇÖLÜNDE SU ARAR GİBİ ARAYIŞLARIM VARDIR,

HER SERABI BİR VUSLAT ZANNEDERCESİNE KOŞUŞLARIM VARDIR BENİM,

YIKILIŞLARIM,YENİLİŞLERİM ,AĞLAYIŞLARIM VARDIR BENİM

SONUNDA TEKRAR DİRİLİP UÇUŞLARIM VARDIR BENİM,

MEĞER BEN, BEN DEĞİLMİŞİM ,

BEN ASLINDA SENKEN BENMİŞİM..

Mihriban

wood summer garden leaf
Photo by Bedir Dalbay on Pexels.com

Sevmenin kaç boyutu var? Sevdiğini zannetmekle sevmiş mi oluyor insan.. Ya da sevdiği kadar sevildiğini mi zannediyor.. “sarı saçlarına deli gönlümü bağlamışım çözülmüyor Mihriban” derken ; gönlünü bağladığı sadece somut bir saç mıydı? Ya da sarı saç sadece bir mecaz mıydı? Ve devamın da ” lambada titreyen alev üşüyor” diyor.. Hiç düşündük mü alev nasıl üşür? İşte öyle bir bağ olursa alevde üşür, suya yazı da yazılır… Kelime deyip geçmeyin; en güzel cümlelerde o iki dudak arasında, en büyük ayrılıklar da.. Hiç birşey ulaşılamaz değildir yeterli iste, yeterli gönül bağını en derinden hissederek, samimiyet yolunu tercih et.. Şimdi kapat gözlerini ve tekrar dinle şarkıyı, ona göre sevmenin adı “Mihriban” peki sana göre sevmenin adı ne?

ARAYAN BULUR..

single pink rose laying
Photo by Olena Bohovyk on Pexels.com

Aşk denizin de bir balıkçıyım sanki.. Ruhumu besleyecek, benim ben olduğumu, benim kim olduğumu hatırlatacak bir av peşindeyim.. Oltamı nereye sallasam hep bir beklenti içindeyim, bahtıma ne gelecek hep bir merak içindeyim…

Belki de aşk bu idi… Önce sabır, merak ve ABAD olmak… Öyle kolay mıydı aşkı bulmak? Ya da bulduğunu sanmak! Öyle kolay mıydı aşk denizinden ruhunu doyurmuş olarak dönebilmek.. Bulmak kolay değil elbette ama bulunca da kaybetmek bir an belki de.. O yüzden bir balıkçı edasıyla sıkı giyin soğuğa, fırtınaya, yağmura karşı hazır ol, hazır ol ki üşüdüğün için geri dönme, sıkıldığın için vazgeçme.. Hep ara! her sıkıntının ardından bir ferahlığı, bir göz aydınlığını beklercesine ara ve bulacağından bir an olsun umudunu kesme…

Çünkü ; “inananlar ALLAH’ın Rahmetinden ümidini ASLA kesmez..” Vesselam..