3T kuralını bilir misiniz ?

Hani bazen o kadar daralırız ki patlayacak bir bomba yada patlamaya hazır bir yanardağ gibi oluruz..

kimimiz aileden,kimimiz sevdiğimiz kişiden, kimimizde işimizden yani herkesin yaşama tarzına göre değişen sıkıntılar…

fakat unutmayın ki değişmeyen  ve bizi ayakta tutan tek şey  İNANCIMIZ..

çoğumuzun bunun zaman zaman sorguladığımız yaşlarımız oldu. hayatımızın parçaları birleştikçe aslında inancımızda o ölçüde güçlendi bunu hiç fark ettiniz mi?

işte 3T kuralıda yaşadığımız hayatımıza nakış nakış işleyeceğimiz temel prensibimiz olmalı.

 

TEFEKKÜR= gördüğün herşeyde yaratıcıyı düşünmek ve aslında senide dahi birçok varlığı nasıl bir ahenk ve işleyişle yarattığını düşünmek.

TEVEKKÜL= tevekkül kalbin yapacağı bir iştir ve tamamen imanla birlikte gelir. bir işi yapmadan ve yaptıktan sonra bile Allah’a güvenmek.

TEBESSÜM= Aslında çoğumuzun unutmaya başladığı en önemli olgu bu. Birçok doktor tebessümün vücut için bir çeşit ilaç olduğunu tespit etmişler.

                                                                                                                                  BLOGCUYAZAR 🙂

 

 

SEVGİ KELİME OLARAK 5 HARFLİK BİR OLAY OLABİLİR. FAKAT HİÇ BİR DUYGU BU ZAMANA KADAR ÖNÜNE GEÇEMEDİ. 

TA Kİ DOZUNU KAÇIRINCA!!!

DİKKAT EDİN !! SEVMENİN DE SINIRI VARDIR. BUNUN İÇİN BİLİMSEL ARAŞTIRMA VAR FALAN DEMEYECEĞİM. ÇÜNKÜ, ETRAFINIZA BAKARSANIZ YA DA SEVDİKLERİNİZİN SİZDEN UZAKLAŞTIYSA İŞTE TAM DA NEDENİ BU!!!

HERKESE GEREĞİ KADAR DEĞER VERİLMEZSE KAYBEDEN GENELDE İYİ TARAF OLAN YANİ SİZ KAYBEDERSİNİZ. 

KİMSE SEVDİKLERİNİN ETRAFINDAN UZAKLAŞSIN İSTEMEZ!! 

SEVMEK O KADAR GÜZEL Kİ, BU DUYGU KALBİNİZİN TAM MERKEZİNDE HEP DAİM OLSUN. 

BİLİYORUM, SİZİN SEVDİKLERİNİZ SİZİ ÜZDÜ VE SEVGİNİZİN KIYMETİNİ BİLMEDİĞİ İÇİN SİZİN DE İNSANLARA OLAN GÜVENİNİZ GİTTİ..

PEKİ DÜŞÜNÜN ŞİMDİ, O SEVGİYİ TUTARLI KULLANSAYDINIZ VE HAK EDENE O SEVGİNİZDEN VERSEYDİNİZ. NE KAYBEDEN OLACAKTI NE DE SİZİN HAYATA KARŞI SEVGİNİZ AZALACAKTI!!!!

KENDİNİZE DEĞER VERİN VE ÖNCELİKLE KENDİNİZİ SEVMEKLE BAŞLAYIN OLUR MU?

Bazen gece karanlığı olur ve siz hala ayakta olursunuz. sonra kendinizin başrolde olduğu defalarca defalarca hayaller kurarsanız. hiç sıkılmadan, sadece olmak istediğiniz ama olamadığınız durumda olmak için hayaller kurarsanız. olmayacağınızı bildiğiniz her anınızı olmuş gibi hepimiz hayal edip kendimizi mutlu etmeye çalışırız.

peki sonra?

hayaller ve hayatlar farkını düşünüp tekrar hayal kurarız. peki ne zaman gerçekleri düşüncez. ne zaman kendinizin ve yaşadığınız anın önemli olduğunu anlayacaksınız!! 

hayaller güzeldir fakat gerçekleşebilecek hayaller güzeldir. 

Sizlere öncelikle bir önceki gönderimde empati kitabının giriş cümlesini yazmakla başladım ve şimdi sırada kitabı konuşmakta, bu kitabı okuyan biri olarak ve sırf çok okunduğu için merakımdan dolayı aldığımı söylesem yalan olmaz sanırım 🙂 olasılıksızı okumadan empati kitabını aldım. evet farklı bir tarz yakalamaya çalışan bir yazar olduğu gayet açık.

Zaten bu kadar okunma oranına karşı 3. Kitabınıda yayınlamakla fazla gecikmemiş. ‘OZ’isimli 3. kitabını aldım ve 20-30 sayfa okuduktan sonra ‘noluyo ya’ dedim artık çünkü bir masaldan farksız bir özellikte yazılmış bir kitap açıkcası beklentimi yerle bir etti. daha sonra onu hemen değiştirerek ‘EMPATİ ‘ kitabını aldım. diğer kitaba göre biraz daha gerçekçi olduğu için okuyabiliyorum 🙂

Gizemli bir konu yazmaya çalışmış. konuyu bir oradan bir ordan anlatarak heralde en sonunda bütün olayı birbirine bağlayacak 🙂

Bu yazarın 3 kitabında yazdığı sözler dikkatimi çekmişti. en çok Türkiye’de okunduğunu söylemişti ve türk halkına teşekkür ederek kitaba başlamıştı. tabi bu ince bir düşünce bunları yazması güzel fakat beni şaşırtan en çok Türkiyenin okumuş olması 🙂

”EMPATİ”  

Yaşamınızın kontrolü sizde değil.

Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz.

Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. 

Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalye de oturmaya devam edebilirsiniz.

Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz.

Ne isterseniz yapabilirsiniz.

Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.

Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki , onlara dikkat bile edemezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar.

Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin.Ne isterseniz yapın.

Sadece ‘isteklerinizin’ tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.

                                                                                     SAMANTHA ZİNSER  (3 MART1991)

Her uyanış yeni bir başlangıçtır.

Yeni bir farkındalıktır…

Tabi bunun  farkında olmak ve her uyanışı her yeni günü kendimiz için birer fırsat görmeliyiz.

Uyku her insan için küçük kıyamettir.  yani bedeniniz kısa bir ölüm yaşadıktan sonra tekrar yeni bir güne merhaba dersiniz.

Aslında farkında olmadan yepyeni bir gün bizim için başlamıştır. Uyandığı halde kimimizin ruhu hala uyuyor olur ki yaşadığı anın farkında olamaz.

İnsan şunu bilmeli ki kendisi çok değerli ve bu yeni gün onun için yeni bir şeyler öğrenmek için başladı.

Peki, biz her yeni günde bunu düşünebiliyor muyuz?

yoksa hala uyanık gibi görünen uyurgezerlerden miyiz?

 ARTIK SİLKELENME VAKTİ GELMEDİ Mİ?